Özgül Öğrenme Bozukluğu

Özgül
Öğrenme Bozukluğu; zihinsel gelişim normal sınırlarda olduğu halde, okuma,
yazma, aritmetik ve diğer akademik işlevlerde güçlüklerin bulunduğu, yapısal ve
gelişimsel bir durum olarak tanımlanmaktadır. Dil, okuma, yazma, dinleme ve
matematik gibi alanlarda güçlüklerin görüldüğü Öğrenme Bozukluğu biyolojik
(yapısal ve işlevsel) ve genetik etmenlerden köken alan, çevresel ve psikosoyal
etmenlerle şekillenen heterojen bir bozukluktur. Genellikle, kişinin standart
testlerden elde edilen performansı ile yaşından, sınıf ve zihinsel gelişim
düzeyinden beklenen performansı arasında tutarsızlık görülür. Tanı ölçütleri
başvuru kitaplarında (güncel olarak DSM-V: Diagnostic and Statistical Manual of
Mental Disorders), Öğrenme Bozukluğu; kronolojik yaş, ölçülen zekâ düzeyi ve
alınan eğitim göz önünde bulundurulduğunda, kişinin, okuma, matematik ve yazılı
anlatımının beklenenin önemli ölçüde altında olması olarak tarif edilmektedir.
Öğrenme Bozukluğu alt tipleri DSM-V’te okuma bozukluğu (disleksi) ile giden
(sözcük okuma, okuma hızı ve akıcılığı, okuduğunu anlama), yazılı anlatım
bozukluğu (disgrafi) ile giden (harf söyleme/yazma, dilbilgisi ve noktalama,
yazılı anlatım açıklığı ya da düzeni) ve sayısal bozukluk (diskalkuli) ile
giden (sayı algısı, sayılar arasındaki ilişkiler ve kuralları bilme, doğru ve
akıcı hesaplama, sayısal uslamlama) olarak belirtilmektedir.

Görülme Sıklığı

Özgül
Öğrenme Bozukluğunun toplumda yaklaşık %10-15, okul çağındaki çocuklarda ise
yaklaşık % 2-10 oranında görüldüğü belirtilmektedir. Cinsiyetler açısından
bakıldığında ise Öğrenme Bozukluğunun erkeklerde daha fazla rastlandığı
görülmüştür. Erkeklerde kızlara oranla 2-4 kat daha fazla görülmektedir.

Klinik Tanı

Öğrenme
yaşamın her alanında gereklidir ve yaşamın sonuna kadar süreğen bir şekilde
devam eder. Çocuk ve ergenler okul ve öğrenme yoluyla akademik beceriler
geliştirirlerken yıllar geçtikçe sosyal ve davranışsal dağarcıklarını da
genişletirler. Öğrenme bozukluğu birçok çocuğu niteleyen ortak bir tanı olmakla
birlikte her çocukta ve her yaşta farklı klinik görünümlerle karşımıza
çıkmaktadır. Öğrenme bozukluğunda işitsel ve görsel bellek, dil, organizasyon
ve oryantasyon, motor koordinasyon, dikkat ve soyutlama ile ilgili alanlarda
sorunlar görülebilmektedir. Öğrenme bozukluğu tanısı klinik bir tanıdır. Normal IQ puanına sahip olup, konuşmada gecikme,
algılama sorunları, dikkatte ve koordinasyonda zayıflık ve aşırı hareketlilik
gözlemleniyorsa özgül öğrenme bozukluğu açısından değerlendirilmelidir. Çocuğun
gözlenmesi, okul ve aileden hem şimdiki zamana hem de çocuğun gelişimsel
öyküsüne dair alınan bilgilere dayanarak konulur.

Okul Öncesi Dönem Belirtileri

Erken
dönemde, konuşmanın başlamasında gecikme, temel sözcükleri karıştırma,
telaffuzda güçlük, kısıtlı sözcük dağarcığı, sözcük ve hece ilişkisini
öğrenmede ve nesneleri isimlendirmekte güçlük yaşarlar. Düğme ilikleme, makas
tutma gibi ince motor becerilerde zayıflık ve el göz koordinasyonunda
bozuklukları mevcuttur. Geometrik şekilleri çizmede güçlük çekerler. Kalemi
hatalı tutar, koordinasyon gerektiren işleri (bisiklete binmek, ip atlamak)
sürdüremezler. Sık kaza geçirme, kısa süreli dikkat, dikkati sürdürmede güçlük,
aşırı hareketlilik, dürtüsellik gibi sorunları vardır. Benzerlik ve farklılık
kavramlarını, içinde, dışında, yanında, arkasında gibi figür zemin ilişkisini
öğrenmede güçlük yaşarlar. Sıralama zorlukları (önce-sonra, dün-bugün), yön
karıştırma, sınıflandırma ve gruplama güçlükleri mevcuttur. Sembolleri
öğrenmekte, işitsel uyaranları ve sürekli tekrarlanan becerileri hatırlamakta
güçlük çekerler. Dağınıktırlar. Bir işe başlamakta ve bitirmekte zorluk
yaşarlar. Ardışık işleri karıştırırlar. İmmatürite, arkadaş ilişkilerinde, jest
ve mimikleri anlamakta güçlük, duygu durumda labilite, duygu denetiminde zorluk
gibi belirtiler de gösterebilirler.

Ancak yine de okul öncesi dönemde Öğrenme bozukluğu tanısı koymak oldukça güçtür. Birçok aile çocuklarındaki gelişimsel farklılıkları fark etmekle birlikte, bunun gelişim sürecinin doğasından kaynaklandığını düşünebilir. Öte yandan klinik olarak şüphe olacak bulguların gelişim sürecinde ortadan kalkabilmesi ve bu çocukların etiketlenmesi endişesi ile gerekli müdahale gecikebilmektedir.

Okul Dönemi Belirtileri

Okul,
çocuğun hem akademik beceriler edindiği hem sosyal ilişki kurmayı hem de
davranışlarını kontrol edebilmeyi, sınır alabilmeyi öğrendiği kapsayıcı ve
çerçeve sağlayan bir kurumdur. Bu dönemde akademik beceriler aynı zamanda
çocuğun sosyal kabulünü de sağlar. Dolayısıyla çocuğun öğrenme sorunları birçok
alanda işlevselliğini etkileyebilir. Bu dönemdeki sorunları da akademik başarı,
okuma becerisi, yazma becerisi, aritmetik beceriler, motor beceriler, dikkat ve
hareket alanı, algısal kavramsal alan, bellek alanı, organizasyon alanı ve
duyusal sosyal alan olarak sınıflandırabiliriz. Sıralanan bulgular her hastada
farklı miktar ve ağırlıkta bulunabilir.

Bu çocukların okul
başarıları genellikle düşüktür. Bazı derslerde ve alanlarda daha iyi başarı
gösterirken, bazılarında daha düşük başarı gösterirler. Sözcükleri oluşturan
sesleri algılamakta ve telaffuz etmekte zorlanırlar. Kısa süre önce öğrendiği
bir sözcüğü tanıyamazlar. Okuma hızları düşüktür. Okuma sırasında satır,
sözcük, hece ya da harf atlar, bazı sözcük ya da harfleri farklı okur,
sözcüklerdeki harflerin sırasını karıştırır, okuduğunu anlamakta zorlanırlar.
Not almakta ve yazıları kopya etmekte zorlanırlar. Harfleri ve sözcükleri
tersten okur, sözcük uydurur, okuma sırasında harf, hece ya da sözcük ekler,
okuduğu yeri kaybederler. El yazıları okunaksızdır. Yazma hızları yavaştır.
Hece ve sözcükleri ters çevirip yazar, bazı harf ve rakamları tersten yazar, sözcükleri hatalı şekilde
böler, sözcükler arasında boşluk bırakmaz ya da bölerek yazarlar. Defterleri
düzensizdir. İmla ve noktalama hataları yapar, defteri, kâğıdı orantısız
şekilde kullanırlar. Rakam ve kavramları anlamakta güçlük çeker, sembolleri
öğrenemez, karıştırırlar. Geometrik şekilleri isimlendiremez ve çizemezler.
İşlemlere soldan başlar, akıl yürütmede zorluk çekerler. Nokta sayımı, sayıları
kıyaslama ve problem çözme becerileri düşüktür. Toplama işleminde elde unutma,
çıkarma işleminde sıra karıştırma hataları yapar, saati öğrenemezler. Kısa
süreli dikkat, dikkati sürdürmede güçlük, aşırı hareketlilik, dürtüsellik
sorunları yaşarlar. El göz koordinasyonu, kalem tutma, ayakkabı bağlama, düğme
ilikleme becerileri gibi koordinasyon alanlarında zorlukları vardır. Yönleri
öğrenemezler. Sağ sol karıştırırlar. Çapraz lateralizasyonları vardır. Denge
sorunları ve sakarlıkları mevcuttur. Yer ve zaman kavramlarını karıştırırlar.
Görsel mekansal ve derin duyuya dair algı bozuklukları mevcuttur. Bilgiyi
depolamakta, geri çağırmakta ve yorumlamakta zorlanırlar. Bir olay ya da durumu
özetleyemezler. Başladığı işi bitiremez, zamanı düzgün kullanamazlar.
Dağınıktırlar. Plan yapamaz ya da yaptığı plana uyamazlar. İmmatürite, arkadaş
ilişkilerinde güçlük, jest ve mimikleri anlamakta güçlük, duygu durumda
labilite, duygu denetiminde zorluk görülen diğer belirtiler arasındadır.

Ergen ve Erişkin Dönem Belirtileri

Düşüncelerini
ifade etmekte, doğru ve akıcı okumakta, bilgileri yorumlamakta, soyutlama
yapmakta, sorun çözme becerilerinde, matematik becerilerinde, yönergeleri
anlamakta ve yerine getirmekte, yeni bilgi edinmekte ve bu bilgiyi akılda
tutmakta, etkinlikleri düzenlemekte, bütçe hesabı yapmakta, dikkatini
sürdürmekte güçlük yaşarlar. İş bulmakta ve sürdürmekte zorlanırlar. Duygusal
ve davranışsal sorunları mevcuttur.

Ayırıcı Tanı

Öğrenme
bozukluğunun en önemli belirtisi akademik başarısızlıktır. Akademik beceriler
çeşitli sosyal, tıbbi, nörolojik durumlardan etkilenebilen dinamik bir
süreçtir. Öncelikle, akademik başarısızlıktaki normal varyasyonların ayırt
edilmesi gerekmektedir. Çünkü Öğrenme bozukluğu uygun eğitimsel imkânların aynı akranlara benzer şekilde uygulanmaları varlığında
bile süreğen bir bozukluktur. Bu nedenle her Öğrenme bozukluğu olgusu tanı
öncesi detaylı fizik muayene, duyu muayenesi, nörolojik ve genetik
değerlendirmelerden geçirilmeli ve ayrıntılı öyküsü alınmalıdır. Öğrenme
bozukluğu ayırıcı tanısındaki en önemli tanı zihinsel gerilik ya da yeni adı
ile anlıksal yeti yitimi bozukluğudur. Öğrenme bozukluğu olan çocukların zekâ
düzeyleri 70’in üzerindedir. Eğer zekâ geriliği varsa Öğrenme bozukluğu ancak
çocuğun zekâ düzeyi ile açıklanamayacak bir akademik gerilik varlığında
konulabilir. Öğrenme bozukluğu ayırıcı tanısında bir diğer önemli durum da
duyusal ve nörolojik bozuklukların ayırt edilmesidir. Pediatrik inme, travmatik
beyin hasarı, işitme ve görme bozukluğu gibi durumlar gözden geçirilmelidir.
Ayrıca belirgin nörolojik ve duyusal bozukluk olmaksızın çeşitli tıbbi durumlar
da akademik geriliğe ve öğrenme sorunlarına sebep olabilir. Çok yaygın olan
anemi, hipotiroidi, çinko eksikliği, kurşun zehirlenmesi öğrenme sorunları ile
başvuran her çocuk için akılda tutulmalıdır. Bazı epilepsi türlerinde gözle görülür
nöbet olmaksızın öğrenme sorunları gözlenebilmektedir. Ayrıca turner sendromu,
frajil x sendromu, fenilketonüri gibi
genetik hastalıklar da öğrenme sorunlarına neden olabilir. Astım ve diyabet
gibi kronik hastalıkların seyrinde hem hastalığın sebep olduğu yaşam
kalitesindeki düşüklüğe hem de kullanılan ilaçlara bağlı öğrenme sorunları
görüldüğü bilinmektedir. Ayrıca depresyon, anksiyete bozukluğu, DEHB gibi
birçok psikiyatrik bozukluk öğrenme sorunları ile karşımıza çıkabilir.
Bunlardan en sık gözleneni DEHB’dir. DEHB’de özgül olarak öğrenme ile ilgili
sorun yoktur ancak bunları sergileme ile ilgili sorun vardır. Buna rağmen her
iki bozukluğun birlikte görülmesi de oldukça sıktır.

Tedavi

Öğrenme
güçlüğü konusunda kanıtlanmış tek başına etkili bir tedavi yoktur. Öğrenme
güçlüğünün karmaşık yapısından dolayı çok yönlü bir tedavi yaklaşımı vardır.
Öğrenme güçlüğüne sahip bireyler, heterojen bir grubu oluşturmaktadır. Birbirleri arasında benzerlikten çok farklılıkları vardır.
Tedavinin bireysel ve çok yönlü olması daha etkili olur. Özel eğitim tedavide
en etkili yaklaşımdır. Akademik alanda bireye bilişsel eğitim, davranış
değiştirme ve erken müdahale programları kullanılır.